14°
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığından yapılan açıklamada, 17 Mayıs 2021 tarihli bazı basın yayın organlarında “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na dezenfektan soruşturması” içerikli haber ve yorumların yer aldığı hatırlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12 Mayıs 2020 ve 7 Haziran 2020 tarihli yazıları ve bu yazılar ekindeki bir kişiye ait 20 ve 24 Mart 2020, 26 Nisan 2020, 27 Mayıs 2020 ve 1 Haziran 2020 tarihli elektronik postalar ile 1 Haziran 2020 tarihli şikayet dilekçesi üzerine harekete geçildiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından iki ayrı ihale ile ilgili 6 Ocak 2020 tarihinde muhtelif kültürel etkinlikler, organizasyonlar, tanıtım, duyuru çalışmaları ve baskılı işler hizmet alım ihalesi, 19 Mart 2020 tarihli dezenfektan alım ihalesinde usulsüzlükler yapılarak kamu zararına sebep olunduğu iddiaları ile ilgili olarak İller İdaresi Genel Müdürlüğünün 24 Ocak 2021 tarihli araştırma/ön inceleme onayı gereğince 9 Şubat 2021 tarihinde mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir.
Bahse konu şikayetin somut bir ihaleye ait olması ve kamu zararına sebep olunduğuna dair iddialar içermesi sebebiyle müfettiş tarafından bilirkişi görevlendirmesi yapılmış olup, benzer tüm iddialarda olduğu gibi, bahse konu iddialarla ilgili olarak da 4483 sayılı Kanun gereğince rutin süreç devam etmektedir.”
İBB’DEN AÇIKLAMA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Ekrem İmamoğlu ve Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından bazı hizmet alım ihalelerinde usulsüzlük yapılarak kamu zararına sebep olunduğu iddiaları üzerine araştırma/ön inceleme onayı gereğince, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığınca mülkiye müfettişi görevlendirilmesine ilişkin açıklama yaptı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kendisine 30 Nisan’da tebliğ edilen yazıya, 3 Mayıs’ta yanıt verdiği ifade edilen açıklamada, İmamoğlu’nun savunma dilekçesine yer verildi.
Dilekçede, belediye başkanlarının mali yönetim sisteminde, “harcama ve ihale yetkilisi” sıfatını taşımadığı belirtilerek, “Harcama ve ihale yetkililerinin tanımı, görev yetki ve sorumlulukları, genel hüküm olarak 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda, özel hüküm olarak da 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda düzenlenmiştir.” denildi.
“HARCAMA SÜRECİNDE TEK VE TAM YETKİLİ OLAN HARCAMA YETKİLİSİDİR”
Dilekçede, söz konusu kanunlara atıf yapılarak, bütçeden gerçekleştirilecek harcamalarda sürecin, harcama talimatı ile başlayıp, hak sahibine ödeme yapılması ile son bulduğu anlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
“5018 sayılı Kanun’da, giderin yapılmasından ödeme aşamasına kadar tüm işlemlerin harcama yetkilisinin gözetim ve denetimi altında, onun emir ve talimatı ile yürütülmesi öngörüldüğünden, sorumluluk konusunda da harcama yetkilisi ön plana çıkmaktadır. Kanunda harcama yetkilisinin, bütçeyle ödenek tahsis edilen her harcama biriminin en üst yöneticisi olarak tanımlanması, idari açıdan üst yöneticilere, hukuka uygunluk açısından da yetkili kılınmış mercilere hesap vermekle sorumlu olduğunu göstermektedir.”
Kanundaki “harcama yetkilisi” ifadesiyle bir program sorumlusuna ve statü hukukunda tanımlanan daire/birim amirine işaret edildiğine vurgu yapılan dilekçede, “Bu hükümler karşısında, bütçeden yapılacak harcamalar konusunda 5018 sayılı Kanun’da öngörülen harcama sürecinde tek ve tam yetkili olan, giderin yapılmasına karar vermekten ödeme aşamasına kadar tüm işlemleri emir ve talimatı çerçevesinde yürüten ve maiyetindekileri ve onların eylem ve işlemlerini gözetmek ve denetlemekle yükümlü olan harcama yetkilisidir.” ifadeleri kullanıldı.
Savunma dilekçesinde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na atıf yapılarak kanunda “ihale yetkilisi” tanımının açıkça yapıldığı kaydedildi.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda düzenlenen “harcama yetkilisi”, “harcama yetkisi” ve “harcama talimatı” kavramlarının, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’ndaki “ihale yetkilisi” ve “yetkisi”ni de kapsadığı belirtilen dilekçede, belediye başkanlarının ihale iş ve işlemleriyle ilgili konularda herhangi bir görevi bulunmadığı savunuldu.
Dilekçede, ayrıca daha önce benzer bir konuda bir belediye başkanı hakkında verilen soruşturma izni kararına karşı yapılan itirazın, Danıştay Birinci Dairesince kabul edildiği kaydedildi.
