ÖNDER YILMAZ Ankara – TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop 1915 Olayları bağlamında Ermeni Meselesini Milliyet’e değerlendirdi. Asılsız iddialar üzerine inşa edilen ve 1915 olaylarını soykırım olarak tanımayı hedefleyen karar tasarılarının çeşitli ülke parlamentolarında kabulüne ilişkin “Konunun tarihî ve hukuki veçhelerine tümüyle hâkim olmadan bir ülkeyi böylesine ağır bir suçla itham etmek, hukuki olmadığı gibi ahlâki de değildir; tam anlamıyla bir siyasi ahlaksızlıktır” diyen Şentop, özetle şunları söyledi:
ÇARPITIYORLAR: Bugün İsrail’in işlediği insanlık suçlarını, bebek ve çocukları katledişini örtmeye çalışanlar geçmişle ilgili gerçekleri de çarpıtmakta, zulümlerini örtmekte ve insanlığa kendi propagandalarını gerçek gibi anlatmaktadır. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında Anadolu’da yaşananları ‘soykırım’ olarak nitelendirmek ve böylece Türk milletini insanlık vicdanında mahkum ettirmeye çalışmak da aynı odakların kirli ve kötü niyetli gayretlerinden sadece biridir.
ÜST DÜZEY GÖREVLER: Osmanlı Devleti topraklarında yaşayan bütün ulusların dil, inanç ve kültürlerini korumuş olması esasında Ermeni diasporası iddialarının mesnetsizliğini göstermektedir. Birlikte yaşama kültürünün en etkili örneklerinden birini sergilediğimiz Ermeniler, devlet kademelerinde ve toplumun her kesiminde kabiliyetleri ve çalışkanlıkları ölçüsünde önemli görevlere getirilmişlerdir. 29 kişinin paşalık unvanı aldığı, 22 Ermeni’nin hükümet üyesi olduğu, 7 Ermeni’nin Büyükelçilik ve 11 Ermeni’nin Başkonsolosluk görevlerinde bulunduğu tarihi kayıtlarda mevcuttur. Hatta iddia olunan olayların gerçekleştiği yıllarda bile Osmanlı hükümetlerinde Ermeni kökenli görevliler yer almaktadır.
ALET EDİLDİLER: Bağımsız tarihçiler, Türkiye’deki Ermeni cemaati ileri gelenlerin bildiği ve ifade ettiği gibi 1. Dünya Savaşı şartlarında Osmanlı yönetimi altındaki bazı topluluklar maalesef Osmanlı’yı işgal etmek isteyen devletler tarafından yönlendirilmiştir. Bu gruplar devletin zayıflamasından istifade ederek Ermeni ve Türk toplumu arasındaki güven bağlarını yıkacak eylemlere alet edilmiştir. Sağduyulu Ermeni liderlerin gayretlerine rağmen savaş şartlarındaki provokatif eylemler sonuç vermiş ve toplumsal kargaşa yaratılmıştır.
Kargaşanın, bilfiil devam eden isyan ve katliamların önlenmesi adına Sevk ve İskân Kanunu çıkarılmıştır. Kanun gereğince askeri bakımdan stratejik bölgelerde yaşayan ve Osmanlı ordusunun savaştığı ülke askerleriyle işbirliği yapan Ermeniler, güneydeki nispeten daha sakin bölgelere sevk edilmiştir. 300 bin Ermeni’nin aynı tarihlerde İstanbul ve batı şehirlerinde huzur içinde yaşamaya devam etmesi bunun delilidir.
RAKAMLAR UYDURMA: Kanun çerçevesinde sürecin hassasiyetle yürütüldüğü ve yüzbinlerce Ermeni’nin sağ salim yeni yerleşim bölgelerine ulaştığı bilinmektedir. Rusya ve İran’a 500 bin civarında Ermeni’nin göç ettiği tarihi belgelerde kayıt altına alınmıştır. Savaş esnasında bilinen Ermeni nüfusunun en fazla 1.3 milyon olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda katledilen Ermenilerle alakalı verilen sayılar da tamamen yalan ve uydurmadır.
SİYASİ PROPAGANDA: Bir devleti milleti ile birlikte suçlayacak kesin ifadeler kullanmak tarihen, hukuken ve ahlaken yanlıştır. Tarihi gerçekler ve uluslararası hukuk normları dikkate alındığında herhangi bir soykırım iddiası mümkün değildir. Tezlerini somut olgularla destekleyemeyen Ermeni lobilerinin meseleyi parlamentolara taşıması, meselenin siyasi propaganda aracı olarak görüldüğünün ispatıdır. Türkiye aleyhine siyasi düzlemde bir söylem oluşturmak istendiği görülmektedir.
‘Asılsız iddiaları çürütüyoruz’
YOĞUN GİRİŞİM: Çeşitli ülke parlamentolarında bu saiklerle görüşülen karar tasarılarının kabulünü önlemek amacıyla TBMM olarak her düzeyde yoğun diplomatik girişimlerde bulunuyor, uluslararası bütün düzlemlerde tarihi ve hukuki gerçekleri anlatmaya gayret gösteriyoruz.
Bu kapsamda TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’nın hazırladığı raporun yanı sıra İzlanda, Letonya, Belçika ve İtalya Meclis Başkanlarına hitaben 1915 olaylarına ilişkin mektuplar kaleme aldık, tarihi gerçekleri bir kez daha dile getirdik. Dostluk Gruplarımızın diplomatik girişimleri sürerken, delil ve belgelere dayalı akademik yayınlar ile de sözde soykırım iddialarını her defasında yeniden çürütmeye devam ediyoruz.
-BİTTİ-