Bağışıklık sistemi dış etkenlerden doğrudan etkileniyor
Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi ve nem oranının artması, polenlerin yoğun olduğu ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde astımlı bir kişide hava yollarını uyararak astım atağına neden olabileceğine değinen Uzm. Dr. Hacer Ofluoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Hem bahar mevsimi hem mevsim değişiklikleri birçok hastalığın daha çok görüldüğü dönemlerdir. Burada pek çok faktörün rolü olabilir. Havaların ısınması, atmosfer basıncındaki değişiklikler, soluduğumuz havadaki nem miktarındaki farklılıklar ve yine bu mevsimde soluduğumuz havaya karışan bitkilere ait polenlerin önemli rolü vardır.
Bunun yanında, bir de vücudumuzda hormonların neden olduğu birtakım değişiklikler yaşanabilir. Bunların salgılanmasında gecenin, gündüzün ve mevsimlerin hayli etkisi var. Keza bağışıklık sistemimiz doğrudan doğruya dış etkenlerden etkileniyor”
Yemek sonrası egzersizden kaçınılmalı
Yaz mevsiminde astımlıların ve alerji hastalarının pek çok açıdan tehdit altında olabileceklerini belirten Ofluoğlu, “Yaz aylarında artan alerjenlere karşı dikkatli olunması gerektiği unutulmamalıdır. Astımın ve alerjik nezle ile alerjik göz rahatsızlıklarının önde gelen tetikleyicilerinden olan polenler, sanılanın aksine sadece ilkbaharda değil, yaz ortasından sonbahara dek yayılma gösterirler.
Hareketsiz geçen kış aylarından sonra yazları açık havada aşırı egzersiz yapılması da alerji ve astım krizini tetikleyebilir. Yürüyüş de dahil olmak üzere tüm egzersiz çeşitleri ile kişide nefes darlığı, hırıltı, öksürük, göğüste sıkışma hissi, kaşıntı, deri döküntüsü ve bayılma gibi belirtiler görülebilir.
Bu tür alerjiden korunmak için yemek sonrası 3-4 saat boyunca egzersizden kaçınmak, egzersiz öncesi kimi ağrı kesicilerden uzak durmak ve adet dönemlerinde egzersiz yapmamak uygun olacaktır. Ayrıca, egzersize yavaş yavaş başlayıp ve aynı şekilde bitirmek de önerilmektedir” ifadelerini kullandı.
Genetik faktörlerin de etkisi vardır
Astıma neden olan alerjik bünyenin ortaya çıkmasında genetik faktörlerin de önemli rolü olduğunu ifade eden Ofluoğlu “Kalıtımın yüzde 40-60 vakada rol oynadığı tahmin edilmektedir. Astımlı hastaların çoğunun yakın akrabalarında astım ya da diğer alerjik hastalıklardan bir veya birkaçının olduğu tespit edilmektedir. Ancak bu tüm olgular için geçerli değildir. Astımlı bir annenin çocuğunda astım görülme sıklığı yüzde 20-30’lara çıkarken, hem anne hem de baba astım ise bu oran yüzde 60-70 değerlerine ulaşmaktadır.
Diğer bir önemli risk faktörünün de sigara olduğunu hatırlatan Ofluoğlu, Sigara dumanında bulunan 4000’e yakın gaz, duman ve partikül yapısındaki kimyasal maddeler astımın oluşumunda önemli rol oynarlar. Annesi sigara içen bebeklerde solunum yolu hastalıklarının ve astımın daha sık görüldüğü belirtilmektedir. Sigara içen ya da sigara içilen ortamda bulunan astımlı hastaların tedavisi de çok zor olmaktadır” diye konuştu.
Astımı olanlar Kovid-19 risk grubu içerisinde yer alıyor
Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Hacer Ofluoğlu, “Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (CDC), Kovid-19 enfeksiyonu ile ilgili açıkladığı risk grupları içerisinde; 60 yaşından büyük olmak, kronik tıbbi rahatsızlığı olması, yüksek tansiyon, kalp hastalığı olması, diyabet ve astım hastalığının olması olarak bildirilmiştir. Bu tablo üzerinden baktığımızda astımı olanları Kovid-19 enfeksiyonu için risk gurubu içinde yer almaktadır. Fakat koronavirüsün, astım hastalarını nasıl etkilediğine dair bir araştırma henüz bulunmamaktadır” dedi.
Nasıl önlemler alınmalı?
Risk grubunda yer alan astım hastalarının alması gereken önlemlere de değinen Ofluoğlu, “Bol bol sıvı ve doğal meyve sularını tüketin. Mümkün olduğu kadar, az da olsa kırmızı et tüketin. Vitamin ve mineral takviyesi, bağışıklık sistemini kuvvetlendiren beta glucan, omega 3 balık yağı alabilirsiniz.
Ayrıca her gün evde, en az 20-30 dakika egzersiz yapın ve düzenli uyuyun. Güzel müzikler dinleyin ve hijyene önem verin. Moralinizi yüksek tutun. Ayrıca, astım hastaları bu dönemde kortizon içeren sprey kullanmayı ve doktorları tarafından verilen ilaçlarını kullanmalarında bir sakınca yoktur. Bu uygulamalar, koronavirüsten korumada faydalı olacaktır ifadelerini kullandı.