MEHTAP GÖKDEMİR Ankara – Öztunç tarafından hazırlanan raporda Göller Bölgesi’nde yer alan Eğirdir, Beyşehir, Akşehir, Burdur gibi göllerin kuruma ve kirlilik tehdidi ile karşı karşıya olduğu uyarısı yapıldı. Öztunç tarafından hazırlanan raporda, “kuraklık kapıda” uyarısı yapılarak şu değerlendirmelere yer verildi:
SU STRESİ: Su fakiri bir ülke olarak iklim kriziyle birlikte, yanlış su yönetim politikalarının ağır hezimeti olarak su stresi ile karşı karşıyayız.
SU KITLIĞI: Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün 2019 Ağustos’ta yayımladığı rapordaki verilere göre, dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri su kıtlığı riski ile karşı karşıyadır. Rapora göre, su kıtlığı riskinin en fazla olduğu 17 ülkede tatlı su kaynaklarının yüzde 80’i tüketilmiş durumdadır. Rapordaki, “su kıtlığı riski listesinde” Türkiye 164 ülke arasında 32. sırada yer almaktadır.
KURAKLIK: Türkiye’deki 25 su havzasının her biri ayrı bir soruna sahiptir. Büyük Menderes ve Ergene havzalarında kirlilik sorunu, Konya Kapalı Havzası’nda tarımda aşırı su kullanımı veya havzalar arası su transferi nedeniyle kuraklık sorunu yaşanıyor.
SU FAKİRİ: Demografik istatistik ve öngörülere göre, Türkiye nüfusunun 2040’te 100 milyonu aşacağı tahmin edilmektedir. Sanıldığının aksine, su azlığı yaşayan ülkemiz, su yönetimini etkin ve doğru şekilde gerçekleştiremezse önümüzdeki 10 yılda “su fakiri” ülke konumuna düşecektir.
GÖLLER KURUYOR: Tahminlere göre, son 50 yılda, Van Gölü’nün üç katı büyüklüğünde (1,3 milyon hektar) sulak alan yok olmuştur. Göller Bölgesi’nde yer alan Eğirdir, Beyşehir, Akşehir, Burdur gibi göllerimiz kuruma ve kirlilik tehdidi ile karşı karşıyadır.
EYLEM PLANLARI: Türkiye’de bölgeler arasında yaşanan su sıkıntıları, kişi başına düşen kullanım suyu oranları tespit edilerek, iklim değişikliği, nüfus artışı gibi etkenler de gözetilerek acil eylem planları oluşturulmalıdır.
ÖNERİLER: Sulak alanların yönetim planları, iklim krizi, su fakirliği, biyoçeşitlilik gibi öncelikler gözetilerek yapılmalıdır. Sulak alanları besleyen su havzalarında kümülatif etki değerlendirmeleri yapılması, sulak alanların susuz kalmasına neden olacak baraj / HES vb. uygulamalardan sakınılması, mevcuttaki tesislerin durumlarının tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Sulu tarım yerine daha az veya hiç su tüketmeyen ürünlerin havza bazında yaygınlaşması gerekmektedir.