BAHAR ATAKAN Ankara – Komisyona sunum yapan Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Gaye Erbatur, 22-23. dönem milletvekili olduğunu hatırlatarak, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 2006’da çıkarılan Başbakanlık genelgesinin, “devrim niteliğinde” olduğunu söyledi. Erbatur, “Bundan sonra ikinci genelge, 2020’de İçişleri Bakanlığı’nca yayınlandı. O genelge, birinci genelge kadar kapsamlı değil. Birinci genelge esas olmalı” dedi.
‘Korkutma meselesi’
Toplumda her dört kadından birinin şiddetten etkilendiğini belirten Erbatur, şunları kaydetti: “Aile içi şiddette kadın korku içindedir. Erkek bütün tartışmalarda kazanan taraftır. Eğer bu kadar kötüyse kadın neden bu adamı bırakmıyor. Çünkü, onu koruyacak sistem yok. Çocuklarına kıyamıyor. ‘Bir gün bu şiddet biter’ diye düşünüyor. Ama sonunda hayatını kaybediyor. Şiddet sistematik bir işkence gibi kadını yıldıran ve sonunda cins kırımına dönüşen bir mesele.” Erbatur, önerilerini de şöyle sıraladı: “Devlet desteği şart. Sosyal servisler olmalı. Polis ve mahkemeler kadından yana olmalı. Aile içi şiddet konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı.”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, OECD’nin 2019’daki bir raporuna göre partnere yönelik şiddette Türkiye’nin dünya birincisi olduğunu söyledi. İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonları Kurucu Başkanı Nazan Moroğlu ise “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi sanki ‘her şey bitti’ gibi algılatmaktan vazgeçmeliyiz. O, öyle veya böyle, tekrar onaylanır” ifadesini kullanırken, ileriye bakmak gerektiğini söyledi.