ANKARA Milliyet – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye olarak ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi, eskinin yüklerinden kurtularak yeniyi kucaklamaktır” dedi. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında konuşan Erdoğan özetle şunları söyledi:
DİPLOMASİNİN KALBİ: Bölgemizin ve dünyanın meselelerini konuşmak, tartışmak ve bunlara çözüm yolları üretmek için buradayız. Diplomasi Forumu’nun inşallah zamanla küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zemine dönüşeceğine inanıyorum. Buradan vereceğimiz dostluk, diyalog ve iş birliği mesajları bölgemizle birlikte tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır.
YUMRUKLARI GEVŞETECEK: Sıcak çatışmaların yıllarca devam ettiği günümüzde, diplomasi sanatının önümüze açtığı yeni kulvarlara olan ihtiyacımız da artıyor. Dönem sorunların suhuletle çözümünde diplomasiyi, diplomasinin inceliklerini dışlama değil, daha fazla devreye alma dönemidir. Sıkılı yumrukları gevşetecek en etkili yol hala diplomasidir.
BMGK SORUNUN PARÇASI: Eskinin alışkanlıklarıyla geçmişin dar kalıplarıyla günümüzün sorunlarına çözüm bulamayacağımız açıktır. BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar, mevcut halleriyle çözümün değil, sorunun bir parçasıdır. İki kutuplu dünya tasavvurunun bize dayattığı bu kurumsal yapılarla, 21. yüzyıldaki yolculuğumuzu devam ettiremeyiz. Türkiye olarak, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi, eskinin yüklerinden kurtularak yeniyi kucaklamaktır. Yaklaşık 8 milyar insanın kaderi BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren, ancak kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem adalet üretemez. Adaletin bulunmadığı yerde ise çatışma, gerilim ve zulüm eksik olmaz. Yeni dönemde diplomasimizi yoğunlaştırmamız gereken alanların başında güvenlik konseyinin daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması geliyor.
En geniş 5’inci diplomatik ağ: Bugünün dünyasında etkin diplomasi olaylara geniş açıyla bakmaktan, sahadaki gelişmeleri yakından takip etmekten geçiyor. Diplomatik başarı ise gelişmelere hızlı ve ön alıcı müdahalelerde bulunabildiğiniz takdirde yakalanıyor. Türkiye 252 dış temsilciliğiyle dünyanın en geniş 5’inci diplomatik ağına sahip ülkesi konumundadır. Sadece genişleyen diplomatik ağımızla değil, TİKA, AFAD, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, Kızılay ve THY gibi kurumlarımızla da dünyanın dört bir köşesinde varlık gösteriyoruz.
Doğu Akdeniz Konferansı: KKTC’nin Cenevre’de sunduğu egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz. Akdeniz’in bir barış refah ve iş birliği alanı olmasını arzu ediyoruz. Tüm paydaşların katılacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz halen masadadır. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının cepheleşme yerine, iş birliğine vesile olması bizlerin elindedir.
HEPİMİZİN SORUMLULUĞU: Suriye’de barış ve istikrarın sağlanması sadece Türkiye’nin değil, hepimizin sorumluluğudur. Kardeş Libya halkı yıllar süren acılı bir dönemden geçti. BM’ce tanınan meşru Libya hükümetiyle dayanışmamız ülkede ateşkese ve yeni bir başlangıca giden yolu açtı.
ABD İLE İŞ BİRLİĞİ: Müttefikimiz ABD ve AB ile de olumlu gündem çerçevesinde iş birliğimizi güçlendirmek istiyoruz. Türkiye 2 bin 200 yılı aşan mazisiyle dünyanın en köklü devlet geleneğine sahip ülkelerden biridir.
KUDÜS’ÜN ASLİ KİMLİĞİ: Müslümanlarla birlikte Musevi ve Hıristiyanların da kutsal mekanlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ün asli kimliğinin korunarak tarihte olduğu gibi bugün de selam yurdu olması için gayret gösteriyoruz.
3.AFRİKA ZİRVESİ EYLÜL’DE: Yeniden Asya girişimimizle Türk diplomasisinin ufkunu genişletirken kadim bağlarımızın olduğu Afrika ile iş birliğimizi her alanda ileriye taşıyoruz. Salgın sebebiyle ertelediğimiz 3’üncü Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi’ne inşallah eylül ayında Türkiye’de ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz.
‘Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemelidir’
Uluslararası toplum elindeki tüm araçlara rağmen salgının yıkıcı etkilerini yönetmede maalesef iyi bir imtihan veremedi. BM Güvenlik Konseyi tarihin en büyük sağlık krizini ancak 100 gün sonra gündemine alabildi. Milyarlarca insanın yükü sadece dayanışmayla hafifleyecekken, Afrikalı kardeşlerimiz, Asyalı, Latin Amerikalı dostlarımız kaderlerine terk edildi. Salgının dünya ölçeğinde adaletsizlikleri keskinleştirdiğini, zenginle fakir arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini görüyoruz.
AŞI MİLLİYETÇİLİĞİ: Salgın döneminde yapılan hataların tekrar etmemesi için aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Aşının şantaj, baskı veya politika dikte aracı olarak kullanılması yanlıştır. Yıl sonundan önce bitirmeyi planladığımız yerli aşı çalışmalarımızı, insan odaklı evrensel bir yaklaşımla yürütüyoruz. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı inşallah tüm insanlıkla paylaşacağız.
Lider eşlerine Türk kahvesi ikramı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda katılan liderlerin eşleriyle bir araya geldi. Programda konuşma yapan Emine Erdoğan, Kovid-19 salgınıyla mücadele edilen bugünlerde, yüz yüze bir araya gelebilmenin çok kıymetli olduğunu belirtti. Akdeniz’in, büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış eşsiz bir coğrafya olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, Türkiye’nin bütün çabasının Akdeniz’i bir barış denizi haline getirmek, bölgede istikrarı sağlamak olduğunu dile getirdi. Çatışmaların, ön yargının ve ırkçılık hastalığının şifasının, hakikati ve güzeli yaymak olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “Tüm dünyada önyargılar kuvvetlenip ırkçılık yükselirken biz, sevginin dilini hakim kılmak istiyoruz. Dünyanın bu huzur iklimine ihtiyacı var… İnsanlığın geleceğini etkileyecek bu ortak sorunlarla birlikte mücadele etmeliyiz. Mevlana’nın dediği gibi ‘aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.’ Herkes için adil bir dünyanın inşasında, birlikte yapabileceğimiz nice güzel iş var” dedi.
Emine Erdoğan, lider eşlerine közde pişirilen geleneksel Türk kahvesi ikram etti. l ANTALYA AA