17°
Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu:
– Srebrenitsa katliamını unutmayacağız, unutturmayacağız. Kendi ülkemizde Kadıköy’de kilise duvarına çıkıp eylem yapanların provokatör olduğunu unutmayacağız. Onlar birilerinin maşaları…
– İnsanlar camide, kilisede, havrada, cemevinde nerede ibadet ediyorsa, ibadet merkezleri tertemiz pırıl pırıl olmalı, insanlar ibadetlerini yapabilmelidir. Kadıköy’deki provokasyon gibi önümüzdeki süreçte de benzer olaylar olabilir. Hepimiz dikkatli olmalıyız.
– Türkiye nereye gidiyor? İyiye mi kötüye mi gidiyor? Arkadaşlarımız illere gidiyorlar, nabız tutuyorlar. Bu konuda çalışan profesyonel firmalar var. Bu firmaların bir çalışmasında ‘100 kişiden 17’si sadece Türkiye iyi gidiyor’ diyor. Devletten dolardan ihale alanlar, dolarla devlete borç verenler, dolarla aylık alanlar, Saray’ın beslemeleri, üç yerden beş yerden maaş alanların sorunu yok.
AKP’NİN YAPAMADIĞINI YAPACAĞIZ
– Mayıs 2018’de Erdoğan söz verdi. Polislere, cami imamlarına, öğretmenlere ve sağlıkçılara 3600 ek göstergeyi vereceğini söyledi. 3 yıl 2 ay geçti. Bir insan verdiği sözü tutmazsa ona yalancı denir. Rüşvetçileri büyükelçi tayin ediyorsunuz peki sokakta milletin can ve mal güvenliğini koruyan polislere neden sahip çıkmıyorsunuz? 3600 ek göstergeyi söke söke alacağım. Bunların yapamadığını yapacağız. Çünkü biz iktidar olacağız ve bütün sorunları çözeceğiz.
– Her bölgede sorunlar var, milletvekillerimiz çalışıyor. AKP’nin yapamadığını yapacağız. Çünkü biz iktidar olacağız, bütün sorunları çözeceğiz. İktidar olduğumuzda memleketin sorunları neydi diye zaman kaybetmeyeceğiz, sorunları şimdi tespit ediyoruz. Şikayet ediyorsunuz. Sandık gelecek. Gideceksin sandığa, Saray beslemelerine güzel bir ders vereceksin, oyun bitecek! İçeride efelenip dışarıda kedi kesilenler kimler göreceksiniz.
TEK OYLA DERSİNİ VERECEKSİN
– Zonguldaklı kardeşim, yeraltında çalışan kardeşim, sen hâlâ sandığa gittiğinde AKP’ye oy veriyorsan, şikâyet etmeyeceksin, aç kaldığında da şikayet etmeyeceksin, hakkını da aramayacaksın. Ama hakkını arıyorsan, çoluğun çocuğun işsizse, yeraltında kömür dururken, o kömürü çıkarmayıp, dışarıdan getiriyorlarsa, sandığa gideceksin, dersini vereceksin. Tek oyla dersini vereceksin. O zaman bu ülke kurtulur.
– İşsizlik kol geziyor. 5-6-7 aylık geçici işsizlik için bile yüz binler sıraya giriyor. İntihar vakaları var. İşsizliğin en acı tarafı aile kurumunu temelden sarsmasıdır. Bunlar ‘biz aileye değer veriyoruz’ diyor ya aileleri mahvettiler.
– Erdoğan’ın yayımladığı yeni tasarruf genelgesi bu. Sizlere göstereyim. Ben hariç diyor. Sen örnek olacaksın. Sen örnek olmuyorsun. Lüks hayat var, şatafat, rüşvet var, lağım patlamış hala israfa devam ediyor. İsraf haram ve günah ama ben işlemeye devam edeceğim diyor. Ben AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. İsraf haramsa, günahsa ama hala gidip oy veriyorsan sen de günah işliyorsun kardeşim!
ARABALARI DA SATACAĞIM
– İki 15 Temmuz var: Bir Sarayın 15 Temmuzu, bir halkın 15 Temmuz’u var! Sarayın 15 Temmuzunda OHAL ilan edip milletin ensesinde boza pişirenler var. Halkın 15 Temmuzunda ise direnenler var.
– Erdoğan ‘Biz istikametini kaybetmiş, avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz, neymiş uçakları satacakmış’ diyor. Vallahi satacağım, billahi satacağım. Söke söke alıp satacağım. Sadece uçakları değil, arabaları da.
GENÇLERE YURTDIŞI YASAĞI KOYDULAR
– Çalışarak helal parayla bir ev bir araba alamıyorsunuz. Ülkeyi bu hale getirdiler. Gençler sizin hayalleriniz bizim hedeflerimizdir! Kurduğunuz tüm hayaller CHP’nin hedefleri olacak. Saray masallarını bırakın, Erdoğan’ın söylediklerine kulaklarınızı tıkayın!
– Melih Bulu, Boğaziçi’ni bir hapishaneye döndürdü. Üniversitenin etrafını çevirdi. Akademisyen giremiyor, öğrenci giremiyor. Gençlere yurtdışı yasağı koydular. Niçin, kendi üniversitesinin hakkını savunduğu için.
