Her 10 kişiden 7’si, çevreye daha fazla duyarlı
Can yakan konular bir anda en önemli sorunlar sıralamasında en tepeye tırmanıyor. O sıralarda farkındalığımız artıyor. Son haftalarda yaşadığımız yangın ve sel felaketleri aslında uzun zamandır karşı karşıya olduğumuz çevre sorunlarına dikkat etmemize yol açtı. Öyle ki ülkenin en önemli sorunları arasında neredeyse Kovid-19 salgını seviyesinde değerlendirilmeye başlandı. Afganistan’dan gelen dramatik görüntüler ise benzer biçimde göçmen sorununu üst sıralara tırmandırdı.
Hemen hemen her üç kişiden ikisi çevre sorunlarının Kovid-19 salgını kadar büyük bir tehlike olduğu düşüncesinde. Her iki kişiden biri, salgının çevre sorunlarına eskiye kıyasla daha fazla önem vermesine yol açtığını belirtiyor. Vatandaşların büyük kısmı salgına karşı önlemlere dair kendisinin çok hassas olduğunu ancak toplum genelinin aynı hassasiyeti göstermediğini belirtiyordu, aynı tabloyu çevre koruma için de görüyoruz. Her on kişiden yedisi, kendisinin diğer insanlara kıyasla çevreye daha fazla duyarlı olduğunu belirtiyor.
Evet, çevre konusunda uzun yıllardır çalan alarm zillerine bir kez daha kulak kabarttık. Bir süre sonra maalesef gündemden düşüp, unutulabilir.
Gerçek, kalıcı çözüm için gelip geçici reaksiyonlara değil yapısal değişimlere ihtiyacımız var. Sadece bireyler olarak değil, kurumlar ve devletler olarak istikrarlı çaba göstermek gerekiyor.
Çevre ve göçmen konusu önemli sorunlar arasında
ÜLKENİN EN ÖNEMLİ SORUNU
Ekonomi hala önemli ancak 28 Temmuz’da Manavgat’ta başlayıp Marmaris ve Bodrum’da devam eden orman yangınları ile Batı Karadeniz’deki sel felaketi çevre sorunlarının Türkiye’nin en önemli sorunu olarak belirtilmeye başlanmasına sebep olmuş durumda. Doğal afetlerin yanısıra Suriyeli ve Afgan göçmenleri de son dönemde toplumun belirtmeye başladığı diğer bir sorun.
10 kişiden 6’sı iklim değişikliği için endişe yaşıyor
Yaşanan orman yangınları ve sel felaketinden sonra her 10 kişiden 6’sı iklim değişikliğinin gerek ülkemiz gerekse de kendileri ve aileleri için koronavirüs salgını kadar ciddi bir tehlike oluşturduğunu düşünüyor. İklim değişikliğinin koronavirüs salgını kadar tehlikeli olmadığı görüşünde olanların oranı %25 civarında.
Toplumun çoğunluğu çevreye duyarlı olduğu düşüncesinde
Her 10 kişiden 7’si kendisinin çevreye duyarlı olduğunu belirtmekte ve bu duyarlılığının çevresindeki insanlardan daha fazla olduğu düşüncesinde.
Soru: Kendinizi çevreye karşı duyarlı olmak konusunda nasıl değerlendirirsiniz?
Soru: Aşağıdaki ifadelerden hangisi sizin için daha uygundur?
Salgın çevresel risklere verilen önemi artırdı
Soru: Bu salgın iklim değişikliği, küresel ısınma gibi diğer çevresel risklere verdiğiniz önemi etkiledi mi?
Toplumun %91’i iklim değişikliği, küresel ısınma gibi çevresel risklere önem vermekte. Ancak salgınla beraber her 10 kişiden 4’ü artık çevresel risklere daha fazla önem verdiğini, %5’i de eskiden önem vermezken salgın sonrasında önem vermeye başladığını belirtiyor.
Koronavirüs Salgını ve Toplum: Genel Kamuoyu Araştırması 6 – 10 AĞUSTOS 2021