CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ormanın, denizdeki balığın, akarsuyun partisi olur mu? Orman bizim ormanımız, su bizim suyumuz, ormanda yaşayan canlılar bizim canlılarımız” dedi. İklim değişikliği ve sonuçları hakkında yıllardır uyarılar yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu bu uyarıların hiçbirinin dinlenmediğini söyledi.
Hemen her yıl orman yangınlarında büyük zarar gören Muğla’da Büyükşehir Belediyesi tarafından 2019 yılında ilki düzenlenen, geçen yıl ise pandemi nedeniyle ara verilen Orman Yangınları Çalıştayı’nın ikincisi gerçekleştirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’ndeki çalıştaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün de katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada yangınları söndürmek için herkesin mücadele etmek istediğini ancak koordinasyonun gerektiği gibi yapılamadığını söyledi. CHP Genel Başkanı olarak gerek Muğla’da gerekse Antalya’da yangınları söndürmek için katkı veren, parti ayrımı gözetmeksizin destek veren bütün belediye başkanlarına teşekkür mektubu yazdığını belirten Kılıçdaroğlu, ormanların ortak varlıklar olduğunu dile getirdi. “Ormanın, denizdeki balığın, akarsuyun partisi olur mu?” diyen Kılıçdaroğlu, “Varsa bir yanlışlık hep beraber gitmeliyiz üzerine, beraber düzeltmeliyiz. Orman bizim ormanımız, su bizim suyumuz, ormanda yaşayan canlılar bizim canlılarımız. Kısır çekişmelerin ve tartışmaların hiç kimseye fayda getirmediğini hepimizin bilmesi lazım. Biz büyük bir sorumluluk içinde hareket ediyoruz. Ama bunlar yapılırken bir koordinasyonun olması lazım, birisinin koordine etmesi lazım” dedi.
‘Uyarılar dinlenmedi’
Bir felaket karşısında, nasıl önlem alınacağının önceden düşünülmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “İklim değişikliği konusu yıllardır tartışılır. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada, bütün uluslararası kurumlarda, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere. Bir iklim değişikliği olacak, Akdeniz havzasında büyük orman yangınları olacak, bunlar yazıldı çizildi. Önlem alınması gerektiği söylendi. Bunlar yazılır çizilirken, önlem alması gereken kim? Önlem alması gereken devleti yönetenlerdir. Nitekim orman yangınları nereden başladı, sadece Türkiye’de mi? Hayır. Bu uyarılar yapılmasına karşın bu uyarıların hiçbirisi dinlenmedi. Çocuklarımıza, evlatlarımıza, torunlarımıza, gelecek kuşaklara güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız.”
‘Yangın eğitim merkezleri olmalı’
Kılıçdaroğlu, Türk Hava Kurumu ve Orman Genel Müdürlüğünün hiçbir koşula bağlı olmaksızın kendi aralarında oturup bir protokol yapıp, birlikte orman yangınlarını söndürme konusunda çalışma yapması gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Herkes orman yangınlarını söndüremez, bu konuda bilgi lazım, birikim, eğitim lazım, tecrübeli olacak, nereye nasıl müdahale edeceğini bilecek, karşı ateşin nereden yakılması gerektiğini bilecek, alanı daraltacak ve olabildiğince orman yangınlarını kontrol altına kısa sürede alacak. Bunu yapacak olan eğitimli personeldir. Yangın eğitim ve uygulama merkezlerinin oluşması gerekir. Çanakkale, Adana, İzmir, Kahramanmaraş’ta yangın söndürme filolarının konuşlandırılması gerekir” dedi Ormanların yakılıp yerine beş yıldızlı oteller yapıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Kim izin verir? İktidarda oturanlar. Orman yargılarının hemen öncesinde bir düzenleme yapıldı ve Resmi Gazete’de yayınlandı. Orman vasfını Hazine taşınmazlarının turizme açılmasında Turizm Bakanı’na yetki verildi. Bu ne emektir? ‘Ben Anayasa’yı da takmıyorum, madem burası orman vasfı niteliğini kaybetti o zaman ben burayı turizme açacağım.’ Biz buna tepki gösterdik, hepimizin tepki göstermesi lazım. Bunu ayrıca Anayasa Mahkemesine götüreceğiz” diye konuştu.
‘Afganistan tüm dünyayı endişelendiriyor’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yenikapı etkinlik alanında düzenlenen Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’nde vatandaşlara hitap etti. Hacı Bektaş Veli’nin düşüncelerine dünyada her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Afganistan’da yaşananlar sadece bizi değil, tüm dünyayı endişelendiriyor. Demokrasi, insan hakları, eğitim, sağlık, toplumsal eşitlik, adalet gibi alanlarda Müslüman ülkeler gerçekten de perişanlığı yaşıyor. Dileriz yaşanan acılar son bulur. İslam dünyasına huzur ve adalet gelir” dedi.