Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow şehrinde önemli bir konferans toplanacak. Bu yıl 26’ncısı yapılacak olan BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) 197 ülke, iklim değişikliğini ve nasıl mücadele edileceğini konuşacak. Aslında bu toplantı 2020 Kasım’da yapılacaktı ama pandemi nedeniyle toplanamadı. Bu önemli platformadan beklenti büyük. Altı yıl önce Paris’te toplanan konferansta, ileride bir dönüm noktası olduğu daha iyi anlaşılacak olan Paris İklim anlaşması yapılmıştı. Bu anlaşma ile küresel ısınmanın sanayi öncesi seviyelere göre 2 santigrat derecenin çok altında, tercihen 1.5 santigrat derece ile sınırlanması hedefi ortaya konulmuştu.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres konferans öncesinde, tüm tarafların, özellikle gelişmiş G20 ekonomilerinin, net sıfır emisyon koalisyonuna katılmasını ve bunun için somut adımlar atmalarını istiyor. Çünkü tehlikeli boyuta ulaşan iklim değişikliğinin dengelenebilmesi için sera etkisi yapan gaz salınımlarında güçlü, hızlı ve sürekli azalmalar ve net sıfır CO2 emisyonuna ulaşılması gerekiyor. Dünyanın en büyük 20 ekonomisi ellerini taşın altına koymazlarsa dengelenme mümkün olmayacak.
Şok etkisi
Bu kritik konferansa birkaç ay kala çok kritik bir rapor açıklandı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 66 ülkeden 234 bilim insanı tarafından hazırlanan son ‘Değerlendirme Raporu’ ağustosta yayımlandı. Büyük ses getirdi. Gazeteler ve televizyon haber bültenleri rapordan öne çıkan başlıklarla doldu. İklim değişikliğinin sadece onu dert eden sınırlı bir grubun sorunuymuş gibi görüldüğü bir dönemde rapor şok
etkisi yarattı. Daha fazla sayıda insan tehlikenin farkına vardı.
Adı bizde çok bilinmez ama 195 üyeli IPCC yerküredeki en kritik platformlardan biridir. Bir Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşudur. Dünya Meteoroloji Örgütü ve BM Çevre Programı tarafından 1988 yılında kuruldu. Amacı insanların neden olduğu iklim değişikliğinin yarattığı riskleri değerlendirmek. Kendisi araştırma yapmaz ama konuyla ilgili binlerce bilim insanının katkılarıyla hazırlanan raporlar yayımlar. Bu raporlar iklim değişikliğini önlemek için yürütülen görüşmelerin ana girdilerinden birini oluşturur. Siyasi liderlere iklim değişikliği, etkileri ve riskleri ile ilgili periyodik bilimsel değerlendirmeler sunar. Etkilerin azaltılmasına yönelik stratejilerin belirlenmesine yardımcı olur.
İnsanlık için kırmızı alarm
Değerlendirme Raporu’nun orijinaline IPCC web sitesinden ulaşılabilir.
Medyada da özetlerini bulmak mümkün.
BBC kapsamlı rapordaki verileri
5 maddede özetledi:
1-) Küresel yüzey sıcaklığı, 2011 – 2020 arasındaki 10 yılda 1850 – 1900 arasındakinden 1.09 °C daha yüksekti.
2-) Son beş yıl, 1850’den bu yana kaydedilen en sıcak dönemdi.
3-) Deniz seviyesindeki yükselme oranı 1901 – 1971 ile karşılaştırıldığında neredeyse üç katına ç
4-) 1990’lardan bu yana buzulların küresel olarak erimesinin ve Arktik deniz buzundaki küçülmenin ana itici gücü, yüzde 90 insan etkisidir.
5-) Sıcak hava dalgaları da dahil olmak üzere aşırı sıcaklar 1950’lerden bu yana daha sıklaşır ve yoğunlaşırken, soğuk olayların sıklığı ve şiddeti ise azaldı.
Bu tespitler hükümetleri harekete geçirmek için yeterli olmalıdır. Rapor, küresel ısınmanın seviyesinin sanayi öncesi dönemdeki seviyelerin 1.5 °C derece üzerine yakın bir gelecekte çıkabileceğini söylüyor. Bu seviye aşıldıktan sonra ise geri dönüş zorlaşıyor, hatta imkansız hale geliyor. IPCC, önlem alınmadığı takdirde 21’inci yüzyılda
2 °C’lik küresel ısınmanın bile aşılacağı konusunda uyarıyor.
BM Genel Sekreteri’nin dediği gibi kanıtlar reddedilemeyecek boyuta ulaştı. Yine Guterres’in deyişiyle, “insanlık için kırmızı alarm” çaldı. Süreci tersine çevirmek mümkün mü? Mümkün. Ama bunun için hızlı ve güçlü bir şekilde müdahale edilmesi gerekiyor. Felaket tablosunun tersine çevrilmesi ancak sera gazlarının salınımının hızla aşağı çekilmesi ile mümkün olabilir.
Bunun için kararlılık şart.
Tehlikeyi tüm açıklığıyla ortaya koyan bir doküman artık herkesin elinde var. Dünyanın dört bir yanından binlerce bilim insanının katkılarıyla hazırlanan IPCC raporu, Glasgow’daki müzakerelerin temel girdisi olacak. Rapordaki alarm verici tablo, politikacıları harekete geçme konusunda büyük bir baskı altına sokmalıdır. Çünkü harekete geçmemenin vebali çok büyük…