Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’nin itibarını temsil eden Türk Lirası yerlerde sürünürken, bunlar içeride milliyetçilik taslıyorlar, milli-manevi değerlerden bahsediyorlar, yabancı güçlerden bahsediyorlar. Yabancı paraların Türk Lirası karşısında bu kadar değer kazanmasına ve Türk Lirası’nın itibarının sıfırlanmasına yol açanlar milli de değildir, yerli de değildir, halkın yanında da, önünde de, arkasında da değildir. Bunların hepsi faizcidir, rantiyecidir” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul’da partisinin Esenler 1. Olağan İlçe Kongresi’nde konuştu. Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
* Bir lideri, bir iktidarı bitiren şey nedir biliyor musunuz? Halktan kopmak ve halktan korkmak. Bunlar hem halktan koptular hem halktan korkuyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı New York’a gidiyorken basın toplantısında; ‘Çiftçilerimiz mutlu’ diyor, ‘Esnafımız mutlu’ diyor, ‘Öyle yurt sorunu falan yok, niye abartıyorsunuz?’ diyor, ‘Gençler mutlu, geleceğe ümitle bakıyorlar’ diyor. Çiftçilerimiz büyük bir sıkıntı içinde her yerde. Ama sayın Cumhurbaşkanı bunu görmüyor. Çünkü o halktan koptu. Onun yöneticileri halktan koptu. Onlar halkla değil artık, Saray erkanıyla, Beştepe erkanıyla halleşiyorlar, dertleşiyorlar. Kapandılar.
“İSTANBUL’UN BU YÜKÜ KALDIRMASI ARTIK MÜMKÜN DEĞİL”
* İstanbul’umuzun geleceği, Anadolu’nun topraklarının tekrar tarımla, ziraatla, hayvancılıkla şenlenmesine bağlı. Yoksa insanlar dalgalar halinde tekrar İstanbul kapılarına geldiğinde İstanbul’un bu yükü kaldırması artık mümkün değil. Bunlar imar yasası çıkarıp İstanbul’u düzenli bir hale getireceklerine, İstanbul’un geri kalan bölgelerini de ranta kurban etmeye karar verdiler. Ecdadın aziz mirası olan İstanbul, kimsenin rant aracı olmayacak. Bunu durduracağız.
“KANAL İSTANBUL’U AÇARAK YENİ RANT BÖLGELERİ OLUŞTURUYORLAR”
* Deprem konusunda bütün İstanbul tedirgin ama onlar İstanbul’u bu şekilde yeniden tanzim edip huzurlu bir hale getireceklerine, Kanal İstanbul’u açarak yeni rant bölgeleri oluşturuyorlar. Bundan sonra siyasi mücadele şu veya bu kanatla değil; İstanbul mirasına sahip çıkanlarla, İstanbul’u rant aracına dönüştürmek isteyenler arasında olacak. Bu mücadeleyi mutlaka İstanbul’u sevenler, İstanbul’a hürmet edenler kazanacak.
“BU ZEYTİNYAĞLI SİYASETİNE SON VERECEĞİZ”
* Esnaf, Anadolu’nun her yerinde feryat ediyor. Hayat pahalılığı dolayısıyla da bu zincir marketlere suçu yüklediler. Bir anda yine kendilerini bütün bu tartışmaların dışına çektiler. Rahmetli Erbakan Hocamız ‘Kadayıf’ benzetmesiyle anlatırdı bazı hususları, ben de buna ‘Zeytinyağı’ diyorum. Zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkan bir yaklaşım… Bu zeytinyağlı siyasetine son vereceğiz. Suçlu aramayın. Suyun üstünde kalmaya kalkışmayın. Siz sorumlusunuz, siz.
“BUNLARIN HEPSİ FAİZCİ, RANTİYECİ”
* ‘Bana verin yetkiyi, faizin nasıl düşeceğini göreceksiniz’ diye 2018’de Cumhurbaşkanlığında bütün gücü elinde toplamak için yetki isteyen sayın Erdoğan, size sesleniyorum: Bugün eğer faizler yüzde 19’la dünyanın en yüksek faizine ulaşmışsa bunun sorumlusu sizsiniz. Başka yerde sorumlu aramayın. Türkiye’nin itibarını temsil eden Türk Lirası yerlerde sürünürken, bunlar içeride milliyetçilik taslıyorlar, milli-manevi değerlerden bahsediyorlar, yabancı güçlerden bahsediyorlar. Yabancı paraların Türk Lirası karşısında bu kadar değer kazanmasına ve Türk Lirası’nın itibarının sıfırlanmasına yol açanlar milli de değildir, yerli de değildir, halkın yanında da, önünde de, arkasında da değildir. Bunların hepsi faizcidir, rantiyecidir.
“BIDEN RANDEVU VERSEYDİ, ‘DOSTUM BIDEN’ DİYE HİTAP EDERDİ”
* Sayın Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak New York’ta Biden’ın kapısında beklemesini, gidip sonra Putin ile Soçi’de bakanlar bile olmadan görüşmeyi kabul etmesini içime sindiremiyorum. Amerika’da Biden bir randevu verseydi, 25’inci sıraya koymuşlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı, bir randevu verseydi, bir çay içseydi Sayın Cumhurbaşkanı muhtemelen büyük bir memnuniyetle dönüp, Türkiye ile Amerika dostluğunun zirve yaptığını, ‘Dostum Biden’ diye hitap ederdi.
“ÇAY İÇTİKLERİYLE ARASI İYİ, İÇEMEDİKLERİYLE KÖTÜ”
* Sayın Cumhurbaşkanı’nın artık diplomaside tek bir kriteri var. Hani içeride çay atıyor ya, kriter bu, millete çay atmak; dışarıda da çay içtikleriyle arası iyi, çay içemedikleriyle arası kötü. Bu çay mübarek bir nesnedir, dikkat ediniz. İster Biden’la çay için ister Putin’le; onurunu korumanız gereken aziz bir millet ve köklü bir devlet geleneği var. İçeride milliyetçilik taslarlar, içeride Osmanlı’nın ihtişamından, Selçuklu’nun gücünden bahsederler ama dışarıda bu muameleye maruz kalırlar.
“’KARARSIZLAR’DAKİ OYLARIN ÇOĞU BİZİM”
* (Kamuoyu araştırmalarındaki anketlerde) O ‘Kararsızlar’daki oyların çoğu bizimdir. Hem bu iktidardan uzaklaşarak ‘Kararsız’ olanlar bizdendir, gelecek oylar da bizden. Benim Anadolu’da özetle gördüğüm iki manzara var: Arkadaş bunlar bitmiş. Anadolu’da iktidara en yüksek desteği veren yerlerde dahi savunan kimse kalmamış. Bunlar gidecek. Çaresi yok, gidecek. Hallerini düzeltmedikleri için izmihlalle karşılaşacaklar. Onlar gidecek, onlarla birlikte yoksulluk gidecek, güvensizlik gidecek, yasaklar gidecek, yolsuzluklar gidecek, israf, akraba kayırmacılığı gidecek.
